
Hayat bir merhaba ile elvedanın arasına sıkıştırdığımız zamanlardan ibaret. Ve bu "arada kalmış" zamanların rengi bize kalmış. Ya katran karası, ya dumani gri veya denizimsi, gökyüzümsü maviler.. Tamam, ciddiye de alın ama nolur "arada hayatı da yaşayın be abiler!"
24 Nisan 2012 Salı
12 Nisan 2012 Perşembe
Anadolu Ajansı'nın 92. Yılı ve Yeni İnternet Sitesine Dair Cümleler !
Bilenler bilir, Türkiye'nin en köklü haber ajansıdır Anadolu Ajansı. TBMM'nin açılışından 16 gün kadar önce kurulmuş, Kurtuluş Savaşına ve Milli Mücadele yıllarına şahitlik etmiştir.
6 Nisan 1920 tarihinden bugüne de ülkemizin ve dünyanın yaşadığı bütün büyük olayların hem izleyen hem de bize ulaştıran kurumlardan ilk akla gelenidir.
Etiketler:
2012,
2020,
AA,
Anadolu,
AnadoluAjansi,
Arapca,
Boşnakça,
Cumhuriyet,
haber,
kemalozturk,
kurtulus,
rgb,
savasi,
Tbmm,
Turkiye
Baldan bala..
Son birkaç aydır tam anlamda bir reklam bombardımanı yaşamıştık hatırlarsanız. Hangi TV kanalını açsak ekranda yapmacık tebessümüyle genç bir adamın "gel vatandaş gel, 5 kavanoz 100 lira, poleni de bedava" diyen cümlelerini izliyorduk.
Başlarda ilginç gelmişti izlemek. Hatta ne yalan söyleyeyim kendi adıma "helal olsun adama, gencecik yaşında ..... markasına rest çekiyor!" bile demiştim itiraf ediyorum..
6 Nisan 2012 Cuma
Kafası Karışık Bir Adam Müzik Dinlerken...
"Bir varmış, bir yokmuş!" gibi oldu başlık.. İdare edin, gecenin 4'ünde yazılan cümleler bunlar..
Nasılsa Türk Dil Kurumu'na sözlük hazırlamıyoruz şurada.. Bilgisayarımız arka planda efendi efendi işini yapıyor.. Biz de bizbize cümlelerle devriye atıyoruz gecede..
Vakit gece, bu gecenin "playlist"i aşağıda göründüğü gibi.. Sonuçta zevkler tartışılmamalı.. Lakin her türlü eleştiriye de açığım, tek şartım içinizden eleştirin.. :)
Nasılsa Türk Dil Kurumu'na sözlük hazırlamıyoruz şurada.. Bilgisayarımız arka planda efendi efendi işini yapıyor.. Biz de bizbize cümlelerle devriye atıyoruz gecede..
Vakit gece, bu gecenin "playlist"i aşağıda göründüğü gibi.. Sonuçta zevkler tartışılmamalı.. Lakin her türlü eleştiriye de açığım, tek şartım içinizden eleştirin.. :)
Etiketler:
kafkas,
kazim,
koyuncu,
tekbilek,
ugur isilak
Kafkasya Olmak, Kafkasyalı Olmak !
"Başı dumanlı dağlarımız vardı bizim. Ve o dağlardı özgürlüğümüzün adı, savaşmak için bir nedenimiz olduğunun ispatı.."
________________________________________________Bazı şeyler "tercih" edilemiyor. İşin başında seçim şansımız yok. Beyaz veya zenci olarak doğmak gibi, kutuplarda veya Afrikada doğmak gibi. Ve dahi Türk, Kürt, Arap veya Kafkasyalı doğmak gibi... Diğer "hissedilen etnik renk" durumları insana neler hissettirir bilmiyorum. Kendi aynama baktığımda görünenlere dair kurulabilecek cümlelerim var: "Kafkasyalı olmak" nasıl bir şey ki?
Bir "Boşandık, Mutluyuz!" yazısı..
İlk tanışmadan bu yana 18 yıl geçmiş.. Hayatımın neredeyse yarısı demek bu kadar yıl..
O zamanlar dostum sandığım biri tanıştırmıştı mutlaka. Tutulmuştum hemen, o da hayatımın en baş köşelerinde bir yer tutmuştu kendisine.
Onsuz olamaz hale gelmiştim. Her zaman dokunabilecek kadar yakınımda olması mutlu etmişti beni.
Bazen uykusuz gecelerimde onunla dertleşmiştim sabaha kadar.. Bazen gece yarısı uykumdan fırlayıp onu aramıştım uyku sersemi bakışlarımla..
Varlığı ne kadar önemliyse, değerliyse, anlamlıysa yokluğu da o denli can sıkıcı, acıtıcı oldu her defasında..
5 Nisan 2012 Perşembe
12 Eylül Yargılanırken..
Çocukluğumun hayal meyal hatırladığım bir dönemiydi 12 Eylül darbesi. Öncesinde stresli günler, geceler var kırık dökük anıların başlarında.. Sonrası radyoda "ajans"ta darbeder yurdumdan havadisler..
Kenan Evren, Nurettin Ersin, Nejat Tümer, Sedat Celasun ve Tahsin Şahinkaya.. Darbe günlerinin adı en sık duyulan isimleri, ihtişamlı komutanlarıydı.. Görünüş olarak Tümer, Celasun ve Ersin'i pek ayıramazdım birbirlerinden. Kenan Evren denklemin en başındaki isimdi, kralıydı o günlerin. Çocuk hafızamda Tahsin Şahinkaya biraz yakışıklılığı, en çok ta laci havacı üniforması sayesinde en akılda kalan isim oluyordu o günlerde.
Sonrası aylar yılları kovaladı. Önce Bülent Ulusu'nun başbakanlığı vardır aklımda, sonra da yağ, şeker, tüpgaz kuyruklarının bir nebze rahatlaması.
1 Nisan 2012 Pazar
Suriyede Esir Gazeteciler ve Bir Sürpriz Beklentisi..
Suriye'de yaşananlar konusunda dünyayı bilgilendirebilmek için bölgeye giden Adem Özköse ve Hamit Coşkun adındaki Türk gazeteciler Mart ayı başlarında kaybolmuştu biliyorsunuz.
Bir süre kendilerinden hiç bir haber alınamayan basın mensubu kardeşlerimizin önce sağ oldukları haberini almış ve sevinmiştik.. Devamında onların rehberliğini yapan ve onlarla beraber tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan Bahaddin Şerm sayesinde daha ayrıntılı ve rahatlatan haberler almıştık..
Yıllardır bölgede yaşayan ve belli aralıklarla da olsa Türkiyeli akrabalarıyla görüşme şansı bulan Suriye vatandaşlarından sağlanan yorumlara göre Türk gazeteciler öncelikle ajan o
lmakla suçlandı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)