6 Nisan 2012 Cuma

Kafkasya Olmak, Kafkasyalı Olmak !

                                       

"Başı dumanlı dağlarımız vardı bizim. Ve o dağlardı özgürlüğümüzün adı, savaşmak için bir nedenimiz olduğunun ispatı.."
________________________________________________

Bazı şeyler "tercih" edilemiyor. İşin başında seçim şansımız yok. Beyaz veya zenci olarak doğmak gibi, kutuplarda veya Afrikada doğmak gibi. Ve dahi Türk, Kürt, Arap veya Kafkasyalı doğmak gibi... Diğer "hissedilen etnik renk" durumları insana neler hissettirir bilmiyorum. Kendi aynama baktığımda görünenlere dair kurulabilecek cümlelerim var: "Kafkasyalı olmak" nasıl bir şey ki? 



  • Kafkasyalı olmak yüreğinin bir köşesini hiç göremeyecek olsa da çok uzaklarda bir diyarda bırakmak demek. Adı Kafkasya olan bu düşler ülkesini, Elbrus dağını hayallerinin en güzel yerinde saklamak demek. Bir dua misali, Kızılelma gibi o topraklara kavuşmayı özlemek demek!
  • Rivayet odur ki Elbrus dağının üstünden 12 ay boyunca kar hiç kalkmazmış. Bu yüzden olsa gerek Kafkasyalı olmak her dem biraz başı dumanlı efkarlı olmak demek. Ve yine dağ gibi durmak demek hayatın alicengizliklerine.
  • Dedelerinin sırf Müslüman oldukları için yaşadığı acıları, katliam ve sürgünleri bugün bile unutmamak demek Kafkasyalı olmak. Ve hicret kavramının en hasını yaşamak demek. Kendine zor gününde elini uzatan insanları hayırla yad etmek demek.
  • Ve atavatanından hicret etmek zorunda kaldığı zor zamanlarda kendisine açılan dost kapısını da kendi vatanı saymak, onun her karışını kendi toprağı-namusu bilmek demek. O topraklara yan bakanın aslında kendi namusuna el-dil uzattığını varsaymak ve bu uğurda can vermenin Kafkasya için, hatta inancına göre en kutsal topraklar için can vermekten farksız olduğunun bilincinde olmak demek Kafkasyalı olmak.
  • Dünyanın en güzel ay-yıldızına baktığında içinin titremesi demek. Ve o ay-yıldızlı bayrağa sarılıp sonsuzluğa uğurlanan her şehidi Cahar Dudayev saymak, Şeyh Şamil'i toprağa veriyormuşcasına acı duymak demek.
  • Müzik kulağı anlamında bambaşka renklere sahip olabilmek demek Kafkasyalı olmak. Türkiye müziklerine aşina olmayı, onları sevmeyi başarmak demek. Ve onun üstüne bambaşka bir dünya olan Kafkas müziklerinde duygulanabilen şanslı azınlıktan olmak demek. En hızlı melodisi bile efkarlı; en duygusal melodisi bile insanı alıp oradan oraya sürükleyecek kadar farklı Kafkas müziklerini damarına çekmek demek. Ağlatan Kafe, Askuryala, Medina,Wuic vesaire.. Herhangi birini duyduğunda anında gönül tellerini koparabilmek demek. 
                                                
  •                                          

  • Kafkas düğünlerinde mutlaka sevdalanmak demek. Uzaktan uzağa da olsa, bir kez konuşamasa da anılarının en güzel yerinde bir Kafkas güzeline yer vermek demek. Ve aradan yıllar geçse bile o demi unutmamak demek, hatırladığında bir of çekmek demek kimse görmeden. Ama birini sevmenin artık herşeyi yapma hakkı getirmediğini de bilmek demek. Helali olursa ne ala, aksi takdirde en yakınında bile olsa, her gün karşılaşsa da başını çevirip yan bakmanın onu en çok bozacak şey olduğunu bilmek demek. Onun onurunu kendi egosundan üstün tutmazsa hiçleşeceğini bilmek demek. Eski bir şarkıdaki gibi "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" durumlarına eyvallah diyebilmek demek.
  • Babasının yanında bacak bacak üstüne atan, hatta karşılıklı kadeh tokuşturan sözde modernlere ağır gelecek bir aile raconu ve saygı anlayışını hayat felsefesi yapmak demek. Yaşı 50 olsa da babasının yanında ayaklarını uzatmaktan bile çekinmek, onun sözü bitmeden konuşmamak demek. Aksinin saygısızlıktan başka birşey olmadığının farkında olmak demek..
  • UZUN SÖZÜN KISASI: Kafkasyalı olmak yedi yaşında olgun, yetmiş yaşında bile olsa çocuksu ve muzip bakabilmek demek hayata. Birkaç saniye içinde hem coşkulu,hem efkarlı olabilmek demek. DÜNYAYA BİR KEZ DAHA GELSEM ve SEÇME ŞANSIM OLSA YİNE KAFKASYALI DOĞMAK İSTERDİM demek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler..