Suriyede Esir Gazeteciler ve Bir Sürpriz Beklentisi..

Suriye'de yaşananlar konusunda dünyayı bilgilendirebilmek için bölgeye giden Adem Özköse ve Hamit Coşkun adındaki Türk gazeteciler Mart ayı başlarında kaybolmuştu biliyorsunuz.

Bir süre kendilerinden hiç bir haber alınamayan basın mensubu kardeşlerimizin önce sağ oldukları haberini almış ve sevinmiştik.. Devamında onların rehberliğini yapan ve onlarla beraber tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan Bahaddin Şerm sayesinde daha ayrıntılı ve rahatlatan haberler almıştık..

Yıllardır bölgede yaşayan ve belli aralıklarla da olsa Türkiyeli akrabalarıyla görüşme şansı bulan Suriye vatandaşlarından sağlanan yorumlara göre Türk gazeteciler öncelikle ajan o
lmakla suçlandı.

Muhaberat el Amme ve Muhaberat el Jawiyye tarafından ayrı zamanlarda sorgulanan Coşkun ve Özköse'den alınan bilgilerin doğruluğu anlaşılınca ajan suçlamalarından kurtulabildiler.

Mevcut konjonkturün de etkisiyle dünyaya yeni mesajlar vermek isteyen Esed yönetiminin elinde Coşkun ve Özköse ile benzer durumda 20'ye yakın farklı ülke vatandaşı olduğu düşünülüyor.
 
Bu isimlerin bir kısmı belli periyotlarla dünyaya barışçıl mesajlar vermek için kullanılacak.
Adem Özköse ve Hamit Coşkun'un ise durumu biraz daha farklı. 

Suriyedeki olaylardan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriye vatandaşları arasında Esed rejiminde etkili sayılacak kademelerde görev yapmış ama şu anda sistemle düşman olmuş isimlerin sayısı hiç te az değil.
Bu isimlerin hem Suriyede şu anda yaşananları en iyi bilenler olması, hem de geçmişte yaşanan olaylar hakkında ICC'de (Uluslararası Suçlar Mahkemesi) tanıklık yapma ihtimalleri büyük olduğu için Esed rejimi bazı isimlerin iadesine özel önem veriyor.
Olayların başlangıcında benzer bir olayın yaşanması ve birkaç Suriyeli muhalifin iade edildiği ortaya çıkınca hem Türkiye hem de Suriye zor duruma düştü.
Özellikle Türkiye Cumhuriyetinin "savaştan kaçarak kendisine sığınan muhalifleri öldürüleceklerini bile bile kaçtıkları ülkeye iade etmesi" hem iç hem de uluslararası gündemde Türkiyenin imajına zarar verebilecek bir olay haline geldi..

Özetle Suriye Özköse ve Coşkun'u iade etmek için Türkiyeye kaçan bazı isimlerin iadesini istiyor. Kapsamı gizli kalacak bu takas operasyonu için Suriyeli yetkililerin koz olarak gazeteci kardeşlerimizi kullanması elbette üzücü.

Edindiğimiz bilgilerin hepsini buradan bütün detaylarıyla paylaşmamız mümkün değil elbette..
Ama Suriye'nin Türkiyeli gazetecilerin başlarına birşey gelmemesi gerektiğini kavradığını rahatlıkla söyleyebiliriz. 
Bu nedenle askeri veya sivil bir cezaevi yerine başkent Şam dışında bir ilçede ev formatında bir yerde zorunlu misafirlik yaşayan kardeşlerimiz ve aileleri için ilerleyen günler güzel sürprizlere gebe olabilir..
Hatta biraz daha ileriye giderek bu kardeşlerimizin en geç 17 Nisan 2012 tarihinde ülkelerine dönmüş olacağını da düşünüyor ve diliyoruz.. Bize gelen bilgilere göre Suriye'nin Milli Bayramı olan bu tarihte Esed yönetimi hem ülke içindeki devam eden durumu rahatlatmak, hem de uluslararası arenada puan kazanmak için orta büyüklükte bir af müjdesi verecek. Bu müjde yabancı tutukluları da içerecek.


Ayrıca şu anda yürütülen diplomatik görüşmeler ve pazarlıklardan terör örgütünün de haberdar olduğu ve devam eden süreçten Türkiye'yi zor duruma düşürecek ayrıntılar yakalama peşinde olduğu da iddialar arasında..
Bu nedenle Dışişleri Bakanlığımızın  işi biraz daha zora giriyor. Vatandaşlarımızı kurtarmak için Suriyeyle pazarlık etmek ve "kazan-kazan" mantığıyla hareket etmek zorundasınız.
Öte yandan attığınız adımlardan karşı taraftaki etkinliğini kullanarak haberdar olan bir terör örgütü var. Ve aleyhinizde delil olarak kullanabileceği malzemeler için çok şey vermeye hazır.

İlerleyen günler bu denklemin sonucunu gösterecek.. Adem Özköse ve Hamid Coşkun inşallah kurtulacak ve Türkiye'ye dönecek. Peki karşılığı ne olacak ?
Türkiyenin yükselen değeri ve diplomatik gücüyle mi bu kardeşlerimiz kurtarılacak ? Yoksa Kilis'teki kamptan ve tedavi için geldiği bir büyük şehrimizden alınan muhaliflerle takas edilerek mi ?

Bekleyecek ve göreceğiz.. İnşallah herşey güzel olur...